9 Ağustos 2012 Perşembe

Sahil


yürürken yabancı bir sahilde senin
bir tutam saçını tutuyordum delikanlıyken
arardım en güzel çakıl taşlarını başka dünyalara ait
okşardım saçlarını tuhaf bir ürperişle
başladığım yere döndüğümdeyse
ayaklarım değildi sadece dalgaların çarptığı
sahilde ikimiz vardık; rüzgar ve ben!
uzaklara dalarken kulağımdaki ses
bana geçmişin fısıltılarını getirirdi
çocukların aşkından ne kalırmış bu dönenceye?
hangi zamana yenik olduk koridorunda ?
işte bunun gibi şeylerdi;
balıkçıların karpuzcu olmaya meylettiği
o ikircikli gunlerden birinde
ıslak ve serin yatsı vaktine doğru
aklıma ilk gelenler.

Mehmet ELÇİN
12 Haziran 2008 Perşembe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder